SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Arşiv

Panik atak mısınız yoksa panik bozukluğu mu?

Güncelleme: 19:46 - 07.12.2023
Panik atak mısınız yoksa panik bozukluğu mu?

Tek seferde geçirilen panik atağın psikiyatrik bir hastalık olmadığı bilgisini veren Merve Çukurova, bazı basit önlemlerle panik atağın üstesinden gelinebileceğini söyledi. Panik atağı, tipik olarak beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan, aniden başlayan, yoğun bir kaygı hali, huzursuzluk ile kendini gösteren, zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan, yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleri olarak tanımlayan Çukurova, panik atağın başladığı andan itibaren giderek şiddetlendiğini, kısa sürede şiddeti en yüksek düzeye ulaştığını ve genellikle 10-30 dakika içinde yatışmakla birlikte daha uzun sürebileceğini belirtti. Çukurova, panik atağın sıklık ve şiddetinin kişiden kişiye değişkenlik gösterebileceği bilgisini de paylaştı.

 Merve Çukurova açıklamasının devamında panik atağın aslında, evrimsel olarak tehlike anlarında hayatta kalma mekanizmasının devreye girerek, bedenin kendini korumak üzere verdiği doğal bir tepki silsilesi olduğunu aktardı. Panik atakların genellikle, yakın bir kişinin ölümü, sevilen bir kişiden ayrılma ya da ayrılık tehdidi, hastalık, iş değiştirme, gebelik, göç, evlilik, mezuniyet gibi stres verici yaşam olayları sırasında veya sonrasında başladığını belirten Çukurova, “Normalde yaşam tehdidi olan tehlikeli bir durumda sempatik sistem devreye girer ve ‘kaç ya da savaş yanıtı’ verilir, beden kendini kaçmak veya savaşmak üzere düzenler. Kalpten kaslara daha çok kan pompalanır bunu çarpıntı olarak hissederiz, daha fazla oksijen alabilmek için daha çok nefes alıp vermeye başlarız, göz bebeklerimiz büyür, ağzımız kurur. Hepimiz için tanıdık olan bu tepkiler tehlikeli durumlarda bizi harekete geçirerek o durumdan çıkmamız için uyarıcı ve koruyucuyken, ortada bir tehlike yokken yaşandığında işler değişiyor. Bu durumda panik atak ve panik bozukluk kavramları ortaya çıkıyor” diye konuştu.

Çukurov, panik atak hakkında çok önemli bir konuya parmak bastı. Panik atağın aksine panik bozukluğun bir psikiyatrik rahatsızlık olduğuna dikkat çeken Çukurova, panik bozukluğun; kişinin bir sonraki panik atağının ne zaman olacağı konusunda yoğun bir beklenti anksiyetesi yaşamasıyla karakterize bir psikiyatrik rahatsızlık olduğunu söyledi. Panik bozuklukta da nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı gibi yakınmalar nedeniyle kişilerin kalp krizi geçirdiklerini, ölebileceklerini düşündüklerini aktaran Çukurova “Bu hastalar acil servislere, daha sonra da sıklıkla kardiyoloji, dahiliye, nöroloji gibi bölümlere başvurabilirler. Her seferinde yeniden incelemeler yapılmasına ve hiçbir olumsuz sonuç bulunmamasına rağmen bu durum bir türlü düzelmez, hastanın şikayetlerini açıklayabilecek herhangi bedensel bir hastalık saptanamaz” dedi.

Panik bozukluğu olan hastaların gerektiğinde hızlıca acil yardım alabilmek için bütün günlerini hastane bahçesinde geçirmeyi ya da güzergahlarını muayenehane, eczane ve acil servis bulunan yerlerden seçmeyi tercih ettiklerini belirten Çukurova, panik bozukluğunun tedavisi mümkün olan bir hastalık olduğunu söyledi. Etkin bir ilaç tedavisi ve psikoterapi yöntemleri ile hastaların yakınmalarının önemli ölçüde yatıştırılmasının mümkün olduğunu vurgulayan Çukurova, “Ancak kesinlikle doktor kontrolünde olmadıkça sakinleştirici, kalp, tansiyon, çarpıntı ilacı alınmamalı, ilacın dozu doktorun bilgisi olmadan artırılıp azaltılmamalı, kişi kendini iyi hissetse bile doktorundan habersiz ilacı kesmemelidir” diye konuştu.

Merve Çukurova, panik atak hakkındaki konuşmasının sonunda panik atağı önlemek için bazı önerilerde bulundu. Anksiyeteyi artıracağından dolayı çay, kahve, kolalı içecekler, çikolata gibi kafeinli yiyecek ve içeceklerden uzak durulması gerektiğini, stresi azaltmak için yürüyüş, spor gibi düzenli fiziksel egzersizlerin yapılması gerektiğini, nefes-kas gevşemesi egzersizlerinin uygulanması gerektiğini dile getiren Çukurova şu şekilde ifadelerini sonlandırdı:

“Panik atağın başlayacağını hissettiğinizde, başa çıkma tekniği olarak solunum denetimi yöntemleri uygulayın. En az 5 saniye süreyle burnunuzdan nefes alıp, bu nefesi 5 saniye tutup, yine en az 5 saniye süreyle sanki ıslık çalıyormuş gibi dudaklarınızı büzerek nefes vermek bu yöntemlerden birisi. Bunu 5 kez tekrarlayın. Panik atak sırasında kese kağıdı, naylon poşet veya kağıt torbaya nefes alıp verme gibi yöntemlerin sıkça sorulduğunu belirten Dr. Merve Çukurova bu yöntemlerle ilgili şöyle konuşuyor: “Panik atak sırasında kişi daha sık ve derin nefes alıp verdiğinden, kandaki oksijen seviyesi artıp, karbondioksit seviyesi hızla düşer. Bu nedenle baş dönmesi, uyuşma, karıncalanma, bayılma hissi gibi semptomlar oluşur. Atak sırasında solunum kontrol edilemediğinde, eğer altta yatan kronik bir hastalık yoksa kağıt torbaya nefes alıp vermek, karbondioksit düzeyinin düşmesini engelleyip yeterli oksijen alımına imkan verdiği için fayda sağlayabilir. Ancak bu yöntem uzun süre ve kontrolsüzce uygulandığında kandaki karbondioksit seviyesi yükseleceğinden bu işlemi uzun süre yapmamak gerekir. Naylon poşet ise yeterli oksijen alımını engelleyeceği için kullanılmamalıdır.”

 

Yatırım Tavsiyesi Değildir

Arztakvimi.com.tr içerisinde yayınlanan bilgiler, yorumlar ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Sitede yer alan tüm içerikler kişisel görüşlere dayanmaktadır. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, mevduat kabul etmeyen bankalar, portföy yönetim şirketleri ile müşteri arasında imzalanacak sözleşme çerçevesinde sunulmaktadır.

Sitemizde bulunan bilgiler ve görüşler, sizin mali durumunuz, risk – getiri beklentileriniz ile uyuşmayabilir. Ayrıca burada yer alan bilgilere dayanarak, yatırım kararı verilmemelidir. Bu nedenle doğabilecek kayıp ve zararlardan, arztakvimi.com.tr sorumlu tutulamaz.

Haber bültenimize kayıt olun

Gelişmelerden anında haberdar olmak için haber bültenimize kaydolun ve en güncel haberleri kaçırmayın!

Verilerinizin korunmasını önemsiyoruz.
Gizlilik Politikamızı okuyun.

İlgili Haberler

Yorumunu Yaz